ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Pazartesi, Mart 21, 2005

Elhamdülillah

evet Elhamdülillah aslının aklına uyup 146 dan bağlandım yoksa benim öyle gidip de int. paketi falan alacağım yoktu. çünkü ben her zaman ihtiyacım olmayan şeyleri alırım. almam gereken şeyleri de sürekli ileri bir tarihe ertelerim. mesela saimeye muayenehaneye hala bişey almadım. alamıyorum, çünkü bayağı bir düşünmem lazım. aklıma da bişey gelmiyor ve o da kolay kolay hiç bişeyi de beğenmez. geçende sema ve fethi ile istiklaldeki paşabahçeye gittik. amaç fethinin bir arkadaşına ev hediyesi, saimeye de muayenehane için hediye almaktı. fethinin hediyesini hemen beğendik. ama ben almadan çıktım.neyse aslıdan bahsediyordum. pazar günü günün bir kısmını uyuyarak geçirdim. çünkü cumartesi yine özelde nöbetçiydim. aslında hiç bişey yapmadım. geceyi de uyuyarak geçirdim ve sabah sema nöbeti benden devralmak için 10 da geldi. güzel bir kahvaltı hazırladı. ama artık adet olmuş, her nöbetten sonra yaptığım gibi birkaç saat uyudum. sonra akşam aslı aradı. dışarı çıkıp çay içelim mi dedi. eee ben böyle bir teklife kolay kolay hayır demem. ama aklıma bişey taklıdı. ben bu kızı tembelliğimden bir türlü eve davet etmedim. acaba eve mi çağırsaydım diye düşünmeye başladım. ama düşünürken bir taraftan da kek yapıyorum. sonra aslı aradı. dışarı çıkmak istediğini söyledi. meğer arkadaşım pms nedeniyle biraz bunalmış ve canı deniz görmek istiyormuş. neyse paşalimanında çay içtik. ben akşam yemeği olarak patates kızartması yedim. ona 19 mayısta bruchda toplanmamızı, demet hanımla (gerçi o tanımıyor ama olsun) karşılaşmamızı sonra da geçen seneki 19 mayısı ve çiğdem hanımı anlattım. sahi bu sene nerde toplanacağız? arzu karamansız ve handansız çok da keyifli olacağını sanmıyorum ama neyse. gerçi benim her sene o tarihlerde kongrem oluyor ama İnşallah kızlar güzel bi organizasyon yaparlar da yine hasret gideririz. bu arada aslıya portakal ağacından bahsediyordum. meğer hatice onun arkadaşıymış. bana kız hakkında ser verip sır vermedi. ben ne yapayım haticeyi erkek de değilim ki. ama aslı ile konuşurken anladım ki ben insanları konuşurken dinlemiyorum bunu biliyorum da yazıları da öylesine okuduğumun farkında değildim.hatice meğer ankarada değil istanbulda yaşıyormuş. bugün sema ile erenköy carrefour a gittik. orada beymeni görmek, dişlerimi gösterip şöyle bir sırıtmama neden oldu. zira bugün yemekte kızlara esranın önümüzdeki ay olacak olan nikahı için kıyafet almaktan bahsediyordum. onlar da olanlardan giymemi bahene ettiğim gibi mezunniyette de aynı kıyafeti giymeyeceğimi, gidip yeni bişeyler almak istiyeceğimi söyleyip beni vazgeçirmeye çalıştılar ama onlar da beni vazgeçiremeyeceklerini çok iyi biliyorlardı. beymeni görünce hemen içeri girdik. benim orda özellikle baktığım etek. ama maalesef istediğm gibi güzel bir etek yoktu. daha doğrusu vardı da yeterince uzun değil ama çok güzel. aklım o etekte kaldı. yarın yine nöbetçiyim. bu arada çok sık almışım. biraz yoruldum. gerçi sema bugün bana biraz kızdı. son zamanlarda sürekli yorulmaktan bahsediyormuşum. önceden öyle bişey söylemezmişim. ve çok asabiymişim. önüme geleni fırçalıyormuşum. çok et yiyormuşum bu kadar asabi olmamı ona bağladı. bir hafta et yeme diyor, ama bu mümkün mü? tabii ki hayır. gerçekten bu aralar çabuk sinirleniyorum ve karşımdakini değil kendimi yıpratıyorum. keşke karşımdakini yıpratabilsem. ve süreki oramın buramın ağrıdığından bahsediyormuşum. aslında bu konuda da haklı. arzucum sol tarafımdaki ağrı için endişeleniyordun, tabii ben de. acaba akciğerimde mi yoksa böbreğimde mi sorun var diye. (gerçi ben bu durumu 4 yıl önce ankarada da yaşamıştım.) ama şimdi iyice kanaat getirdimki sadece kas ağrısı çünkü artık sol tarafım değil sağ tarfım ağrıyor o kar ki ağrıdan sağ tarafımın üstüne zor yatıyorum. bütün bunları sebebi şiddetli öksürüğüm. hastanede bir öksürmeye başladımmı bir daha durmuyorum. Allah tan annemle konuşurken öyle olmuyorum. yoksa kıyamet kopar. zaten nöbetlerime kızıp duruyor. senin paraya ihtiyacın mı var? yoksa samsundan yollayalım vs vs. zaten kirayı yolluyorlar onlardan daha ne parası isteyeyim. hesabımda maaşım dışında bir para daha görmek beni mutlu ediyor. bir de biraz biriktirebilsem. ama olmuyor. hepsi kredi kartlarına gidiyor.
berat marketlerden ayrıldık diye çok üzülüyormuş. zavallım kendine bir büro döşedi. sefasını süremeden ortaklıktan ayrıldık. herhalde yakında istanbula geliyor. biraz kafas dağılsın diye.ablamla geçende konuşuyoruz. annem beratı evlendirmek istiyor, berat sürekli anneme bahane buluyormuş. önceden anne çok işim var nasıl evleneyim diyormuş. şimdi de anne işim bile yok, işsize kim kız verir diyormuş. kardeşimin herzaman bahanesi hazır. ama bu gittiğimde babam da benimle konuştu ve benim onun sözünün dinlemeyip evlenmediğimi, ama yanlış yaptığımı söyledi. hiç olmazsa erkek kardeşlerimle konuşup onları ikna etmemi istedi. ama tabii ki öyle bişey yapamadım. handan bana ne kadar kızsa da herşey vaktinde güzel. bu kadarzman düşüneyince sonra çok akllıca düşünmeye başlıyorsun ve bir türlü birini beğenmiyorsun. bu da hiç iyi olmuyor. neyse ben kendimi zaten samsuna gidip tek başıma yaşamaya odakladım. ama babamın henüz haberi yok. okuduğum kitaplardan bahsedecektim ama vakit geç oldu. gidip biraz zeynep esener okuyayım.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home