ne sinir

Sabah hasta başındayken sebahat aradı. Dün ki mesajımı yeni görmüş. Mislina hastaymış, belki gelemeyebilirim diyor. Hülya ile elif yılmaz belli değil. Havva nın yalovada başka bir programı varmış galiba. Ama bize de katılmaya çalışacakmış. Eeeeee kim geliyor?
meryem palabıyık'a mesaj çektim, geliyorlar mı diye. kim olduğumu anlamadığı için aramış, konuştuk. kızlar gelmeyi pek düşünmüyorlar dedi. tabii o da gelmeyecek. kızlara söylersin dedim::biz para verip kongreye gitmiyoruz, hanımlar gelmeye tenezzül etmiyorlar.
sinirlendirdiler beni. benim işim gücüm yok mu ya? hiç biriyle artık ortak yanım kalmadı. bir kaç cümle dışında konuşacak bişey bulamam ama geçmişin hatırası var. Eski günleri yadetmek isteyen bir tek ben miyim?
Evim karışık, düzeltilmesi lazım, sularım akmıyor. Çarşamba kongre başlıyor. Sabah erkenden oraya gitmem gerekiyor, taa cevahire. Iğdır dan arkadaşım kongreye katılmak üzere geliyor ve bende kalacak. Çarşambaya hastam gelecek ve ben o gün hastanede olmayacağım. İşin kötü yanı sema ve fethi de olmayacak. Kim hastamla ilgilenecek? Yarın önce hastamla ilgilenecek kişiyi bulmam lazım sonra da adamı aramam lazım. Haftaya da amcamlar gelecekler. Sırf kongre ve elif geliyor diye onlara da haftaya gelin dedim.
Kongre için ne giyeceğim? Yaa benim bir sürü işim gücüm var. Daha buraya yazmadığım bir sürü problemim var ve şimdi düşündüğüm şeye bak.
Niye toplanıyoruz ki? Çok sevdiğim birkaç arkadaşımı zaten görüyorum. Görmeyi çok istediğim, sarılmaya doyamayacağım iki tanesi ise yurt dışında, zaten göremeyeceğim. Bana ne bu sene 19 mayıstan. Handan biliyorum bana kızıyorsun. Ne çabuk pes ediyorum diye. Ama bu hafta benim en yoğun haftam. Sinir oldummmmmmmmm.
Biliyorum yarın arayacaksın (handan), beni sakinleştireceksin. Arayacağını biliyorum sen hiç unutmazsın. Yarın acil ameliyathanedeyim. Yarın aliyi çalıştırmayı, kendim de süslenip püslenip oturmayı planlıyorum. Sanırım hastaneden geç çıkarım.
Bugün ne yaptığıma gelince; güya öğlene kadar çalışacaktım. Serviste sürekli yeni kurallar çıkıyor. ‘zekiye, öğleden sonra da ameliyathanedesin’. Ben çalışıyorum, asıl çalışacak olan uzman, 2 de çıkıyor, 3 te eve gidiyorum diyor. Sen vakaları bitirirsin zekiye. Tüm insiyatif sende zekiye. Tabii zekiye çok meraklıydı, cerrahlarla uğraşmaya. Çömezim bankada işi olduğunu vakasının 4 e kadar biteceğini, erken çıkıp çıkamayacağını soruyor. Tabii vakayı ben bekliyeceğim. Yaaa benim alnımda enayi mi yazıyor. Uzman bana bırakıyor, çömezim hastasını bana satmaya çaılışıyor. Sanki bankalar 3 te kapanıyor. İşini bitir, sonra nereye gideceksen git. Bana teklif etmemen gerektiğini bilmiyor musun?
Bugün görüldüğü üzere biraz sinirliyim. Çıkışta cafe fotoğrafta browni+dondurma yedim. Daha doğrusu benimkini sema ve fethi ile bölüştüm. Hiç fena değildi. (Ayşegülcüm seninki daha güzel). Aliye geldi ve (bingölden) onunla sohbet ettik. Bu arada sema ile bir makarna bölüştük. Aliye gitti. Fethi gitti. İstiklale çıktık. Pandoramaya girdik. 2 tane kitap aldım. Samiha ayverdi nin ah tuna vah tuna ve taschen ve remzi kitabevinin ortak yayını van gogh. Bu arada ben kasadayken Tarık akan geldi. Semaya kaş göz işaretleri yapayapa bir hal oldum. Hemen benim boyumla boyunu karşılaştırmış. Adam sana bile çok uzundu diyor. Çok garipti. Ona bir adım mesafede olmak. Eski türk filmlerinin yakışıklı ferit’ine.
Desaya gidip çantama uyan mavi ayakkabıya baktık. 38 çok büyük, 37 küçük. Halbuki ben hep bu ayakkabıyı alacağım diye düşünmüştüm. Ya ben şimdi çantamın renginde ayakkabıyı nereden bulacağım. Başka bir kitapçıya girdik. Emir kusturica nın life is a miracle (böyle mmi yazılıyordu) filminin soundtrack ini sordum ama yine yok. Ya ben bunu niye bulamıyorum? Brigide jones un günlüğü 2 nin de sountrack i yok. Zaten her girdiğim yerde ikisini de soruyorum ama boşuna. Karnım acayip acıktı. Ama sonra aklıma geldi, benim kuaföre gitmem lazım ve saat 19:30. Üsküdar dakine yetişebilirim diye aradım ve beni beklediler.(yarına hazırlık, bir de bozulmasalar). Eve gelince yukarı çıktım. İbrahim askrden gelmiş ve hasta. Ateşi var, öksürüyor. Sırtını dinledim. Pek bişey yok. Arkadaşı gelip Numuneye kbb ciye götürdü. Eve geldim, sular yok. Karnım hala aç. Sema aradı ve konuştuk. Bu kız beni çok güldürüyor. Bir İstanbul masalı var. Başka da bişey yok. Bişeyler yemem lazım ama çok geç oldu. Bugün ablamla da pek konuşamadık. Yarınki giyeceklerimi hazırlayıp yatarım.