ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Salı, Mayıs 24, 2005

yasemin kokulu rüyalar

Gece amcamlar yine erkenden yattılar. Tv yi odama götürdüm. Bir istanbul masalının devamını odamda yatarak izledim. Ablam aradı. Biraz onunla konuştuk. Sonra müzik kanalı açtım, gezi istanbuldan kopardığım minicik yasemin dalını kokusunu duyabileceğim şekilde yastığıma koyup uyumaya çalıştım. Ancak 12 gibi uykum geldi ve tv yi kapatıp uyudum.
Sabah kalktım, hava yine güzel değil. İstediğim kıyafetleri giyememek ne sinir. Aşağı indim gönülü biraz bekledim. Arabada yol boyu gönül konuştu, ben dinlermiş gibi gözüktüm. Önceki günlerde de bazen dinlemezken dinler gibi gözüküp, dediklerini onaylardım. Bugün doğru düzgün onay da vermedim. Bugün çok suskun olduğumu söyledi. Haklı da. Neden olduğunu bilmiyorum desem sadece kendi kendimi kandırmış olurum. Bunu semaya yapmaya çalıştım ama yutmadı.
Bu arada gönülü dinlemediğimi söyledim ama genellikle yüksek performans sergileyip onu dinlerim. Arada kopsam da açık vermemeye çalışırım. Sanki ablam gibi. Çocukları ve tüm sülalesini anlatıyor. Çoğunu ismen ve bir kısmını da cismen tanıyorum.
Sema ile kahvaltıdan sonra (olimpiadan alınan sandviç) kütüphaneye gittim. Öyle kasvetli bir hava vardı ki 3 sayfa okudum ve ağırlık çöktü acayip uykum geldi. Servise gidip biraz yattım. Sema başımın altına yastık üstüme de bir örtü verdi. 1 saat kadar uyudum. öğle yemeğinden sonra fadime hemşire kahve falımıza baktı. Sonra tekrar kütüphaneye gittim. Dün de dediğim gibi kütüphane personeli insanı rahat bırakmıyor. Sürekli çay getiriyorlar. Ağzımda sakızla gittim ve sakızım olduğunu söyledim. (bunu daha önce bir kez de yemek yememek için babama yapmıştım. Hala evde söyleyip benimle dalga geçerler.) sonunda erik getirdiler ve ona hayır demedim. Saat 3 e kadar ders çalıştım. Serviste fethi bulduğu astroloji kitabından bize burçlarımızı okudu. Bayağı eğlendik.akşam yemeği için yine kafe fotoğrafa gittik. Ve dünkü gibi güveçte köfte yedik. Otururken ablam aradı. Bana bazı haberler verdi. Sonra algida aldık ve servise geldik. Bu arada amcama telefon açtım ve geç geleceğimi söyledim. Tabii kızım sen nasıl istersen dedi. Ne anlayışlı bir amcam var.
nöbet (benim değil, arkadaşların) iyi gitmiyor. hasta üstüne hasta geliyor. sema ile geç vakitte hastaneden çıktık. sıraselvilerde konuşarak ve sema koluma girmiş vaziyette yürüdük. meydana geldiğimizde sema eve gitmek istemediğini söyledi. taksim square ın önüne geldiğimizde içeriden garson hamle yaptı. biz girmeseymişiz, dışarı çıkıp bizi davet edecekmiş. son zamanlarda oraya biraz fazla takıldık. hele kongreye gittiğim gün kafede bir tek ben sahanda peynirli yumurta yedim. herhalde daha çok bu nedenle bizi tanıyor.
yine konuştuk, konuştuk. bol kritik yaptık. dışarısı yabancı kaynıyor, yarınki maç yüzünden.
üsküdardan taksiye atladım. eve geldiğimde amcam ve yengem salonda oturuyorlardı. bana bugün neler yaptıklarını anlattılar. ikisinin de keyfi yerinde. dün eminönüne bugün eyüpsultana gittiler. yarınki planlarında sultanahmete gitmek var. adnan menderes in mezarını ziyaret etmek istiyorlar ama ben nerede olduğunu ve nasıl gideceklerini bilemiyorum. arkadaşlardan öğreneceğim.
tv yi açtım, aliye var. henüz megaloman denizi göremedim. yarın işe gitmeyeceğim. evde ders çalışayım diyorum.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home