ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Perşembe, Nisan 28, 2005

bir haftalık ara sona erdi

Bir hafta geçti. Son misafirlerimi de 2 saat önce uğurladım. Şimdi thy samsun uçağına biniyorlar, canım annem, Berat, ablam, teyzelerinin bir taneleri; Ayşenur, Muhammet Emin ve Bekir Beyazıt. Zorlu bir haftaydı. Çarşamba bu grup (ayşenur hariç) öğlende geldi. Ablam gelir gelmez bütün evimi sildi süpürdü. Annem yemekler yaptı ve ikindide ikinci parti geldi; teyzem, kızı arife, torunları furkan, meliha, cemal Yusuf. O akşam berat akıllılık edip hemen arkadaşına gitti ve Pazar gününe kadar da hiç aramadı. Perşembe günü onları eminönüne ve oradan da sultanahmete götürdüm. Sultanahmette her tarafta laleler açmış harikaydı. Ama bu kadar insanla özellikle de çocuklarla eğlenceli değil sanki eziyet gibiydi. Gün bittiğinde hepsi perişan olmuştu. Üsküdarda onları taksiye bindirdim. Yer olamadığı için ben minibüse gittim. Meğer onlara evin anahtarını vermeyi unutmuşum. Kapıda kaldılar. Daha doğrusu eve girememişler ve amcama çıkmışlar. Ben minibüs kuyruğunda beklerken gönüle rastladım. Birlikte balık aldık ve beni eve bıraktı. Cuma günü evin curcunasına daha fazla dayanamadım ve o gün hastaneye gitmeyeceğim halde yirmilik dişim yüzünden şişem yanağımı bahane ederek hastaneye gittim. Cuma kahvaltısını Sema ve fethi ile yaptım. Hastanede oylandım. Sema ile savoya gittik. Biraz da orada oturdum ve eve döndüm. Annemler kendileri alışverişe çıkmışlar. Böylece bir aktiviteyi yalnız başlarına yapmış oldular. Akşam kuzen ve teyzem çocukları ile bir günlüğüne karşıya gittiler. Nihayet bu gece annemin de üstünü örtmek için bir yorgan düştü. Kadın geldiğinden beri yorganlarım yetmediği için iki tane pike ile yatıyor. Cumartesi günü capitole gidecektik ama evi temizlemekten ancak saat 3 te çıkabildik. Anneme zorla bir kazak aldırabildim. Çok hızlı bir şekilde gezmek zorunda kaldık. 5 te eve dönmek üzere taksideydik. Kuaföre gittim kına gecesine hazırlık için. Akşam anneme ve ablama sıkı sıkı tembih ettim kına getirilirken beni zorla kaldırıp mum taşıtmasınlar diye. Allahtan oynamam için de fazla ısrar gelmedi. Zorla kolumdan tutup da kimse kaldırmadı. Akşam hazırlanıp kına gecesine çıkmamız biraz vakit aldı. Samsundan amcamla yengem de gelmişti. Oturduk. oynayanları seyrettik. Bu arada yeni aldığım kıyafetleri giydim ve süper oldu. Kına gecesinden eve döndüğümde cep telefonu ile resmimi çekeçeke bir hal oldum. (kendimi beğenmiş biri değilim sadece kendimi seviyorum) (bu açıklama bazı arkadaşlarım içindi). Esra (gelin) çok güzel olmuştu. İnşallah bu sefer iyi bir evlilik yapar. Pazar günü nikaha berat ve samsundan iki kuzen (arifenin kocası), ve naziye ablam da geldi. Esraya kabul ediyor musun diye sorulduğunda ön sırada oturan amacam da (babası) evet dedi. (amcam geçen yıl bu zamanlar felç geçirdi ve konuşamıyor) çok duygulandım, gözlerim doldu. Nikahtan çıkışta samsuna gideceklerle vedalaşıp yine kalabalık bir şekilde aziz Mahmut hüdaiye gittik. Sonra onları (annem, ablam, arife, İsmail abim ve çocuklarını) bir taksiye bindirip eve yolladık. Biz de M. Emin, ben ve berat başka bir taksiye atlayıp capitole gittik. Berat yeni bürosu için vazo, küllük vs baktı. Yemek yedik. M. Emin oyuncakları bind ve biz de onu seyrettik, madoda dondurma yedik ve böylece ayşenuru alma vakti geldi. Ayşenur bu hafta sonu sınıf arkadaşlarıyla birlikte İstanbul gezisine gelecekti. Ablam aycell hattını ona bırakmış. Çarşamba günü okuldan döner dönmez 15 dakika ara ile bizi aramaya başladı. Ağlayıp duruyor ve ‘ anne ben de orada sizinle olmak istiyorum’ diyordu. Ablam da biz de artık onun telefonlarından bıktık. Babasından izin almış Pazar akşamı arkadaşları samsuna dönerken o da bana gelecekmiş. Ama bizim kız pazara kadar dayanamadı. Cuma günü yola çıktılar gece boyunca kaç mola verdilerse aradı. Sabah istanbula iner inmez kaç yere gittilerse aradı. Tüm gezinin detaylarını bize anında aktarıyordu. Cmt gece biz kına gecesindeyken aradı. ‘ teyze benim midem bulanıyor, karnım ağrıyor. Bu otel çok kötü’ vs sıkıntıdan kendi kendini hasta etti. Pazar akşamı onu kavacıktan aldık. İki ay içerisinde boy atmış, kocaman olmuş. Sanki küçük bir genç kız. Pazartesi İsmail abim de berat da gittiler ve 6 çocuk ve 3 erişkinle başbaşa kaldım. Onları acıbadem carrefoura götürdüm. Akşam ablamlar Bağdat caddesine çocukları doktora götürdüler. Bu arada Pazar günü sular gitti. Ancak Salı öğlene doğru geldi. Bu kadar kalabalık bir evde susuzluk ne korkunç. Salı günü arifeler samsuna döndüler annemleri alıp eminönüne ordan da mercana götürdüm. Bana bir sürü tabak aldık. Ve başka mutfak eşyaları. Akşam eve geldiğimizde hepimiz çok yorulmuştuk. Gece berat da eve geldi. Bu bir hafta boyunca cemal Yusuf sürekli beyazıttan dayak yedi. M. Emin le evde sürekli oyun oynuyorlarmış. Oyun oynaması da saç çekme ve üstüne çıkıp vurma. Abisine yapnca bir zararı olmuyor da daha ufak birine yapınca bir de annesinin gözü önünde hiç de iyi olmuyor. M. Emin de furkanın şımarıklıkları yüzünden bir sürü azar işitti. Bu sefer beni çok yordu. Onu çok sevdiğimi ama bir daha doktora geldiğinde bende kalamayacağını söyledim. Tabii hiç ciddiye almadı. Bugün ablam sağolsun tüm evi tekrar temizledi. Ayşenura da camları sildirdi. Ayşenur da ablam da geçen sefer camları sildiğimde 2 ay boyunca hasta olduğum için camları silmeme izin vermediler. Ablam gitmeden önce, onlar gittikten sonra ağlamamam ve güzelce istirahat etmem konusunda nasihat etti. Ben de nasihatını dinledim ve onun yetiştiremediği 2 camı sildim. Sonra da oturdum bu yazıyı yazdım. Yazı bitmeden önce sema aradı 1 saat kadar konuştuk. Şimdi de annem aradı samsuna inmişler.
Eskiden kalabalık aileler nasıl bir arada yaşarmış? İnsanlar ne sabırlıymış. Ben o kadar insana, sese, gürültüye, dağınıklığa, çocuğa daha fazla dayanamazdım. Hepsini çok seviyorum ama insan yalnız yaşayınca ev içinde kalabalığa çok fazla tahammül edemiyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home