ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Pazar, Nisan 10, 2005

sıkıcı bir gün daha

Canım sıkılıyor. Rotasyona çıktığımdan beri hastane-ev-özel hastane arasında gidip geliyorum. Yaptığım başka bişey yok. Önceleri sürekli sinemaya, tiyatroya, alışverişe yada bir yerlerde yemeğe giderdik. Gerçi daha çok ben istemediğim için bunlar artık olmuyor. Ders çalışmam, tezimi yazmam lazım. Tabii bir de vakalarımı tamamlamam lazım. Hala 5 hasta daha bulmam lazım. Bu hafta sonu annem ve berat gelecek. Onlar gelmeden hava da böyle güzelken piyer lottiye gidelim diyoruz. Benim nöbetlerim bitti ama şimdi sema ile fethinin nöbetleri başliyor. Semanın 11, fethinin 9 nöbeti var. İkisinin birden nöbetinin olmadığı günü bulmak biraz zor olacak. Bu arada bugün ikisi de istanbula döndüler. Salı günü hastaneye gittiğimde görüşeceğiz. Onlar yokken hastanede vakit o kadar da çabuk geçmiyordu. Özellikle de Cuma günü geçmek bilmedi. Dün nöbette nihayet ‘su üstüne yazı yazmak’ı bitirdim. Samiha Ayverdi’nin Ratibe adlı kitabına başladım. Bayağı okudum. Diğer kitaba göre daha hızlı ilerliyorum. Gerçi bunda dün nöbette hiç ders çalışmamamın da etkisi var. Dün nöbette tüm öğleden sonra uyudum. Gece yattığımda mavi kod diye tel geldi. 01:30 da tekrar yattım. 5 te doğumhanenin kapısında karısı doğum yaptı diye tüm sülalesini arayan adam yüzünden 1 saat kadar uyuyamadım. Eve gelince yattım ve tüm günümü uyuyarak geçirdim. Annemlerle konuştum. Tüm sülale bizdeymiş. Hava bu kadar güzel olunca artık her hafta sonu bizim ev de şenlikli olur. Zaten hava bozuk olunca bir Allahın kulu uğramaz. Annem de kızar durur, yazın gelenlerin birkaç tanesi de kışın gelse de benim de canım sıkılmasa diye. Hidayetin nereye gideceğini öğrendim. Fas’a. Ama hala karar vermemiş. Ben eşantiyon zannediyordum ama değilmiş. Vali, büyük şehir belediye başkanı, birkaç belde başkanı, birkaç da milletvekili geziye katılacakmış. Onun için iyi olacağını söyledim. Bilmiyorum katılacak mı? Bu arada dün stv de ayna programında fası gösteriyordu ve ben de hidayet giderse ne isteyebilirim diye programı seyrettim. Daha tam karar vermedim. Çok da fikir vermedi aslında kesin belli olursa nette tarama yaparım artık. Arzu cum banim şallara baktın mı? Bulabildin mi? Ben yurt dışına giden herkese sipariş veririm de. Gittiğim yerlerden muhakkak bir şeyi almam sonra da pişmanlıklar içinde kıvranırım. İnşallah arzu beni bu pişmanlıklardan birinden kurtaracak.
Bugün sabah tel imde cevapsız bir arama vardı. Aycell abonesi. Fethiden öğrendiğime göre bu hafta sonu ankarada tus varmış. Belki arkadaşlardan biri aramıştır diye bugün birkaç kez o numarayı aradım ama ulaşamadım yada cevap vermedi. O da birkaç kez beni aradı ama ben yetişemedim. Akşam baktım yine aynı numara cevapsız arama. Aradım, tanımadığım bir adam. Siz aradınız diye aradım diyor. Ben de eskilerden bir arkadaşla konuşacağım diye boşuboşuna heyecanlanmışım. Aklıma gelmişken Cuma günü eskilerden bir arkadaşım aradı. Ankaradan günseli, nişanlanmış. Temmuzun 10 unda evleniyormuş. Geçen yıl elifle KPDS için ankaraya gittiğimizde elif hiç konuşmadan kızı dinliyordu. Öyle dalmıştı ki, sıkılıyor zannettim meğer günseliyi çok beğenmiş. Bizim oğlanlardan birine olur mu diye düşünüyormuş (fethi’ye). Bir zamanlar fethi, sertan ve Ahmet için gördüğümüz her kıza alıcı gözle bakardık. Ama sonra Ahmet gitti. Sertan evlendi. Fethi de kolay kolay kimseyi beğenmez. Şimdi ablamla tel de konuşuyoruz. Nasıl olsa ayceell ve bende kulaklık takılı. O konuşup duruyor. Arada çocuklarına kızıyor. Arada ben ona kızıyorum. Her geceki gibi konuşup duruyoruz. Ya kralda mahzunun klibi var. Nerde çekmiş bu adama bu klibi? italya?
Bugün günlüğümü çıkardım ve biraz yazdım, buraya yazamadığım şeyleri. dediğim gibi canım sıkılıyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home