ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Çarşamba, Haziran 15, 2005

sevgili günlük

Bugün ersinle konuşşuyorduk. dün yazamadığımı söyledim. o da sevgili günlük dün yazamadım..... diye yazmamı söyledi. bana da komik geldi. ilkokul öğrencileri gibi yada sıdıka gibi.
Kuaförden çıktım eve geldim. Aynanın karşısına geçip birkaç kıyafet giydim, çıkardım. Cep tel le bir sürü resmimi çektim ama hiçbirinde iş yok. Aynada fena gözükmüyorum neden istediğim gibi çıkmıyor? Ama nasıl güzel çıkabilirim ki, kilo aldım ve yüzüm yusyuvarlak oldu? Neyse sonunda olmayacağına karar verip bu işten vazgeçtim. O kadar da süslenmiştim.
Leyla fellik fellik aranıyor kızlar neredesiniz diye. Ben buradayım. Önceki gün nöbetçiydim. Dün ise sema ile iş çıkışı nişantaşına gittik. Alışveriş yaptık. ben nihayet ayakkabı ve çanta aldım. Mavi ayakkabıyı indirime bırakmaya karar verdim ve düz (her zamanki gibi) önünde iki fiyonk olan mercan rengi ayakkabıları ve onun çantasını aldım. İçimde bir tereddüt vardı. Ayakkabı zarif değil ama ne yapayım istediğim gibi bir ayakkabı yok ve ben de illa bişey almak istiyorum. Diğer bir tereddüt ise ya 2 gün sonra indirim gelirse? Bugün giymeyi planlıyordum sonra son günlerde neden süslenip püslenmediğimi hatırladım, kuaföre gitmem gerek. Bugün gittiğime göre yarın cicişlerimi giyebilirim.
Alışverişten sonra tikeye gittik. İkimiz de acayip yedik, muhteşemdi. (Ben güya sabahları nesfit yiyorum) eve gelince bir arkadaşımı aradım. Bu arada interneti de açtım güya yazacağım, Arkadaşım onunla konuşurken başka işle meşgul olunduğunda kızdığından netten çıktım. Ve kapattığımızda geç olduğundan bir daha girip yazamadım.
Dün hoca ameliyathaneye kafasını uzatıp melih i sordu.(bir gün melih bir gün ben hastaneye gidiyoruz) tabii melih evde. Kızdı. Tatilde miymişiz, ikimiz de her gün gidecekmişiz. Ya bugün gittim de ne oldu? Kütüphanede ders mi çalışacağım? Yol geçen hanı gibi ve personel sürekli taciz ediyor (çay içer misiniz hocam? Kahve içer misiniz hocam?). neyse bugün hocadan fırça yememek için hastaneye gittim ama bugün gittimya hiç arayıp sormadı ben de gözüne gözükmedim. Güya filiz ablayı arkamıza alıp hoca ile öyle konuşacaktık ama konuşamadık. Melih e ne zaman bir iş söylesem, hadi sen halledersin, cazibeni ve güzelliğini kullan der ve kendini geri çeker. Ben zaten ajite bir kızım, işleri o kadar da kolaylaştırmıyorum. Ben konuşunca hoca pek de ikna olmuyor (başkalarında öyle olmuyor ) sanırım sevimli sevimli gülümsemelerimi artık yutmuyor. Halbuki ilk geldiğim yıl sürekli yanaklarımı sıkar, bayılıyorum şu kızın gülümsemesine diyordu. Tabii o zaman daha küçüktüm, tam 5 yıl önce. Ne günlerdi, geldi, geçti.
Gima açılır açılmaz gidip kahvaltılık aldım. Aşağıdaki fırına da uğradım. Harika bir kahvaltı sofrası hazırlayıp milleti ameliyathaneden çağırdım.
Gün boyunca ipe sapa gelir birşey yapmadım. Yeni bir kitaba başladım. Semaiha ayverdinin Mesih paşa imamı. Kuaförde bayağı okudum. Bu camii herhalde fatihte. Kitabı bitirince belki de gidip bir bakarım ne alemde diye.
Yarın nöbetçiydim ve harbiyede ömer Faruk tekbilek in konseri vardı. (hala var). Geçen yıl da gidemedim yine nöbetçiydim. Melihe kahvaltıdan sonra nöbet değişikliği teklifi yaptım. Birisi ile görüşeceksen tabii tutarım dedi. Ben de manalı manalı güldüm. (bizimkilere erkek arkadaşım var, onunla görüşecem de, her şeyi yaparlar). Ben var yada yok demedim ve tabii konseri de söylemedim. Yarın İnşallah sema ile konsere gideceğiz. Nöbeti de temmuz veya ağustosda tutacağım.
Öğleden sonra her zamanki gibi sema ve fethi ile savoya gittik. bugün sevineceğim bir haber aldım. Anneme ve ablama söyleyince acayip mutlu oldular. Tabii ben de mutluyum.
Berat aradı. Dr oetker in Avrupa ve dünya sorumlusu bir adamla bir kadın gelmiş. Onları ağırlamışlar. Berat ı hem almanca hem deingilizce konuşuyor görünce pek bir mutlu olmuşlar ve sonbaharda almanyaya gittiğinde yanlarına davet etmişler. İşinden memnun değil. Sanırım hidayet çalışıyor, o öylesine vakit geçiriyor. Marketçiliğe çok alışmıştı, yazık ki kısa sürdü.
Annemin yarın misafirleri var, sanırım bütün sülale. Evde hummalı bir çalışma varmış.
Bugün Ümmühan aradı. Yaza galiba gelemeyeceklermiş. Bebeği de alıp gelmesini, tüm masrafları benim karşılayacağımı söyledim. Ablalık bu değil mi?
bugün idarede işim vardı. orada çalışan ahmet bey yaşlı bir adam. çok inatçı ve yaşlı olduğu için işi geç yapıyor, geç algılıyor. yani yaşlılığın getirdiği tüm dezavantajlar adamda var. beni her gittiğimde sinir ediyor. bir türlü anlamıyor. anlasa da benim dediklerimi adama kabul ettiremiyorum. bu kadar yaşlı insanların çalışması ne derece doğru? emekli olslar da onların yerine daha aktif dinamik, işe ihtiyacı olan insanlar gelse, biraz da onlar para kazansa iyi olmaz mı? tabii bizim hoca haricinde :) bizim hoca 30 ağustosta 63 olacak.
Yarın acildeyim. İnşşalah herkes iyi olur da kimseyi uyutmak zorunda kalmam. Yarın seminer günü. Haftaya sıra bende. Hala hazırlamadım. Bu sene bana sıra gelmez diye umuyordum ve o yüzden de eylülden beri hazırlamadım ama hoca galiba anlattıracak. Yaa yaz tatiline girmedik mi daha ne semineri?

3 Comments:

At 16/6/05 19:36, Anonymous Adsız said...

eee zekiye hanım bizde güya tatile girdik ama seminerler devam ediyor.1 temmuza kadar da devam edecek.ayrıca hoşgeldin...arzu hala süprizlerden süpriz beğeniyor,handan da 149 nolu odayı boş yakalayamadı herhalde...gene de en azimli sensin yazma konusunda...

 
At 18/6/05 11:22, Blogger nerminn said...

evet azimliyim. seminere gelince o kaldı. seneye. heheh

 
At 18/6/05 14:39, Anonymous Adsız said...

azmin azalıyor mu nee,yazıların bayağı kısaldı...

 

Yorum Gönder

<< Home