gece nöbetim çok rahat geçti. tüm akşam ve geceyi uyuyarak geçirdim. hafta sonunun acısını çıkardım. sabah semayı da alıp, doğruca savoya gittik. kahvaltımızı ettik, biraz lafladık. araştırmacı gazetecilerden birini gördük. sema onu bizim damar cerrahı zannetti, amma karizma adam dedi. beni bayağı güldürdü.
acil ameliyathanedeyim. yanıma 2. asistan olarak semayı verdiler. apandisiti bitirince sema canım birşeyler içmek istiyor diye tuturdu. düşündük, düşündük.. milkshake de karar kıldık. internetten baktık nerden getirtebiliriz diye ama hiçbir yer getirmiyor. leylaya gittik. orada da yoktu. çay içip döndük. yolda feridun düzağaçı gördük. dün de savoyda mercan dedeyi görmüştük. cihangir böyle işte, sürekli ünlü birilerini görüyorsun. servise geldiğimizde sectio olduğunu öğrendik. şimdi ameliyathaneye gidiyorum.
posted by nerminn @ 11:10
4 Comments:
Bütün yoğunluğuna rağmen ne çok şey yaşıyorsun, daha doğrusu ne kadar yoğun yaşıyorsun. Okurken başım dönüyor emin ol:)
yoğun yaşıyorum, bu yüzden de kafam hiç bir zaman sakin değil. sürekli plan yapmak zorunda kalıyorum. şimdiden önümüzdeki hafta mesai sonralarım için planlarım hazır.
çok da iyi birşey değil. kafamın bu kadar dolu olmasını sevmiyorum. yaptığım her işten sonra bir tanesi daha bitti diye şükrediyorum. mesela bugün noter işi var. onu halledeceğim. caruesele vakkoromaya gidip erkek kardeşimin samsundan sipariş verdiği şortu alacağım, tabii bulabilirsem. bir de şu milkshake var. sema illa geziye gidip içelim diyor. onu da içmemiz gerekiyor. işte böyle. (bazen eğlenceler bile iş gibi gelmeye başlıyor. bittiğinde gerçekten rahatlıyorum
)
bu arada yazmayı unuttum. bu blog işi nasıl bir iştir ya? her arada gelip bakıyorum comment var mı diye.
blog işi nikotin gibi bir şey:) bir zamandan sonra saat başı verdiğin sigara molası gibi düşünmeye başlıyorsun:)
yorumda yazdığın gibiyse ben de bitirince bir oh çekerdim:)
Yorum Gönder
<< Home