ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Salı, Temmuz 05, 2005

sıkıntı ve muz kabuğu 2

Evdeyim. Sakinleştim sayılır. Sabah süslenip hastaneye gitmek bir işe yaramadı. Yolda durgunluğumu gönül bile fark etti. Bana bol bol abla nasihati verdi. Kahvaltı ettik ve kütüphaneye gittim. Kitabı açtım ama aklım başka yerlerde. Ablamı aradım. Hayırdır? Sen bu saatte aramazsın dedi. Canımın sıkıldığını söyledim. Ablam cin gibi tabii, derdimi biliyor. Güldü. Dua et sonra da dersine çalış gibi bişeyler dedi. Ders çalışmak yerine biraz telefonula oynadım. Kağıda buraya yazmak üzere bişeyler yazdım. Yani ders çalışmak dışında her şeyi yaptım.
Benim surat bütün gün boyunca yine beşkarıştı. Bu arada Cuma günü aldığım küpeleri taktım. Çok güzel oldu. Ben de güzel oldum ama keyfim yerinde değil işte. Herkes sıkıştırıp duruyor ne oldu diye. Teknisyenler Benden cevap alamayacaklarını anlayınca ameliyathanede semayı sıkıştırmışlar. Tez için canımın sıkıldığını söylemiş. Ama yutmamışlar. Bir tez için de bu kadar can sıkılmaz ki demişler. Hakkımda bazı düşüncelerini belirtmişler. Bayağı güldüm.
Savoyda başka bir arkadaşım daha sorguya çekti. Önce söylemedim ama sonra biraz daha geri plandaki sıkıntılarımı söyledim. O da çok yutmadı. Çıkışta sema ile tekrar savoya geldik. Burası görüldüğü üzere 3 yıldır benim hastaneden daha çok vakit geçirdiğim bir yer. O beni iyi tanıyor. Bol bol öğüt verdi ki onun tecrübeli olduğu ve benim de kara cahil olduğum bir konu. Bir de onun yöntemini deneyeceğim. Bu gün deniz kenarına gitmeyi (dolmabahçe veya ortaköy sema ile yada aslı ile Üsküdar) planlıyordum ama olmadı. Rahatlarım diye düşündüm. Ve biraz da ağlamaya ihtiyacım vardı. Deniz kenarına gitmeyince evde ağlayayım diye düşündüm ama ağlamak için moda girmek gerek, benim ise hiç vaktim yok. Marketten aldığım şeyleri pişirmem gerek, yarın sabahki kahvaltı için. Galiba ağlamadan bu ruh halinden çıkacağım. (inşallah) ama bu sefer kararlıyım çıkacağım. Yarın yine güler yüzlü zekiye olacak. Portakal ağacına baktım. Neler yapabilirim diye. Sufle ve sıcak çikolatalı kek tarifi içimi bir hoş etti. Sema ile son günlerde sürekli sufle yiyoruz.
Sayfamı yeni biri ziyaret etmiş, almanyadan çok mutlu oldum. Ben hepinizin yerine gezerim siz merak etmeyin arkadaşlar.
Sebahat aradı. Bir ara bana gelmeyi planlıyor. Bu arada ümmühan üstanbula gelmekten vazgeçti. Hafta sonu ben kızılcahamama gitsem mi diye düşünüyorum ama gitmem çok istenmiyor. Hehralde gitmeyeceğim. Çünkü bu kadar gezmem insanların gözünü korkutuyor.
Benim artık mutfağa gitmem gerek. Bir de telefon açıp uyuyan bir arkadaşımı uyandırmam ve ondan özür dilemem gerek. Galiba ona bugün biraz fazla yüklendim. Sinirimi ondan çıkardım. Ama ne yapayım? Bu ruh halimin sebebi O.

8 Comments:

At 5/7/05 19:58, Blogger Lapierre Médias© said...

hi from canada,
your blog is very interesting!

 
At 6/7/05 10:37, Anonymous Adsız said...

Merhaba,
Yaz güzel zaman kısa hiç üzmeyin kendinizi.sürekli takip ediyorum sizi.sevgiler.
Özlem

 
At 6/7/05 11:24, Blogger Deniz said...

Allah allah hakikaten,Turkce biliyor olsalar, ilginc gelecek ama bu nedir? Ispanyadan, kanadadan pek cok hayranin var.

Hah, benim demek istedigim farkliydi ama. Zekiye'cim benim icin bir sey yapar misin? Bir daha savoy'a gittiginde lutfen bir tane su ici yesillikli tulum peyniri ezmesi dolu kucuk sandviclerden ye, bir tane de milfoy. Sen her savoy dediginde benim agzim sulaniyor burada.

 
At 6/7/05 13:35, Blogger nerminn said...

ok nedemek yerim. bir ara sürekli milföy yiyordum. sonra sıkıldım da bıraktım ama hatır için yerim. dediğin minik sandviçten zaten sürekli yüyorum.

 
At 6/7/05 13:35, Blogger nerminn said...

bu arada sıkıntılar geride kaldı. ben kendimi toparladım.

 
At 6/7/05 14:10, Blogger Koyubeyaz said...

1. Ben Istanbulda yasayip da Istanbul cahili olan sahsiyete su Savoy nerdedir biri aciklasin yoksa catlicam...
2. Bende anlamiyorum bu yabancilarin turkce yazan bloglardan ne anladigini. Cek republic, malesya falan tuhafima gidiyor..
3. Doktor Hanimcim havani bulduguna sevindim :)))

 
At 6/7/05 15:57, Blogger nerminn said...

koyubeyaz cım, savoy cihangirde. nasıl gidilir? taksim meydandan sıraselvilere giriyorsun. alman hastanesi sonra da taksim ilkyardımı geçiyorsun. biraz aşağıda solda. dışarda zaten masalar var. benim asistanlığımın çoğu orada geçti. gelirseniz beklerim.

 
At 6/7/05 21:50, Blogger nerminn said...

eveet arkadaşlar, ben bu adamların amacını çözmüş bulunuyorum. aslında tahmin ediyordum ama bu adamın sayfasına girince emin oldum. adamın sayfasında bir sürü milletten yorum var ve hepsi de aaa benim dilimi biliyor musun diyor. yazmayacaktım ama kendimi tutamadım ve bir yorum da ben yazdım

 

Yorum Gönder

<< Home