ben bir küçük cezveyim

köşe bucak gezmeyim

Pazar, Şubat 12, 2006


evin yolu kapalı ve benim sevimli kardeşim arabaya ulasmaya çalışıyor
(beratcım rengin neden böyle mavimtrak oldu anlamadım)

Dün gece kitabı (romantik hareket) bir türlü elimden bırakamadım. Tv de okan bayülgenin programı vardı. Hidayetin tv karşısında hiç durmadan kitap okumasına şaşardım. Gece ben de aynı durumdaydım. Bir ara tv ye baktığımda deniz seki’yi gördüm. Önceden bu kadını hiç beğenmezdim, ne kadar oldu bilmiyorum (1 yıl değil) ama bir müddettir ben bu kadını pek bir beğeniyorum. Tv de klibi çıktımı başka odaya gitmeyip, yada zapping yapmayıp dinliyorum. Hem kendi hem de sesi güzel. Sanırım geçen yazdı, Bülent ortaçgil-zuhal Olcay konserine gittiğimzde kadın semanın yan tarafında oturuyordu. O zaman bana kocaman cüssesiyle acayip itici geliyordu. Şimdi neden beğeniyorum? Ne oldu da beğenmeye başladım hatırlamıyorum. Neyse programda okan bayülgenin kadına bakışları ve gülümsemeleri çok ….. (ne geldi demem gerektiğini bilmiyorum). Tarif edemiyorum. Ama tanıdık geldi desem yeridir. Bu adamı da sevmem ama bu programda pek bir sevimli gözüktü gözüme.
Gece güzel güzel kitabı bitirmeye çalışırken birden elektrikler gitti. Can havliyle cep tel in ışığını açtım. Gece 3 gibi yatağa girmek zorunda kaldım hem de gece lambası olmadan. Tamamen karanlıkta yatmaktan nefret ediyorum. Tam gözlerim karanlığa alışmışken elektrik geldi ve yatağın içinde biraz daha okuyup, bitiremeyeceğime kanaat getirip yattım.
Sabah handan aradı. Haluk arkadaşlarıyla kahvaltıya gitmiş. Biraz daha uyuyacağımı söyledim. 2 gazete kitap veriyormuş, onu haber vermek için aramış (geçen gün onun evdeki konuşmamız sebebiyle). Uyuyacağım dedim ama uyumadım. Tekrar kitabı elime aldım. Sonra kalkıp kahvaltı yaptım ve halime’yi markete yolladım. Boşuboşuna 3 tane gazetem oldu. İkisinin kitabı bitmiş. Diğer kitap da en az istediğim kitaptı. Ben kendim gazete aldığımda hiç okumam. Başkasının gazetesini (özellikle bizim suat’ınkisini) okumaktan daha çok keyif alıyorum. Şöyle bir bakacağım 3 gazete.
Handanı arayıp evden çıkmak istemediğimi söyledim. O da gelmiyor, araba haluktaymış ve belki murat gelecekmiş.
Sonunda kitabı bitirdim. Kendime göre almam gereken dersi aldım. Ama bunu uygulayabileceğimi hiç sanmıyorum. Semanın dediği gibi ben birinden hoşlandığımda tamamen karakter değiştiriyorum. Çıtkırıldım oluyorum (halbuki kızların bu haline gıcık olurum ve her zaman sert olmamla övünmüşümdür) ve de iradesiz. En sinir olduğum yanım da bu zaten iradesiz olmam. Sema kuşadasından döndüğünde bana başka bir kitap vereceğini söyledi. Halbuki ben bu tip kitapları okumayı da sevmem.
Gün içinde sait faik’in havada bulut isimli kitabına başladım. Dışarıda da lapa lapa kar yağmaya başladı. Tülü biraz açıp dışarıyı seyrettim. Sonra yengem geldi, bayağı da oturdu. Onunla sohbet ederken aklım hep kitaplardaydı. Sohbet sırasında sıkıldıysam ya da dinlemiyorsam (ki bu çok olur) sürekli tasdik ederim, tabii haklısın deyip dururum. Ablam bu huyumu öğrendiği için ne zaman haklısın desem şüphe ile yüzüme bakıp ciddi misin diye sorar. Yengem gidince tekrar kitaba döndüm. Sonra canım selim ileri okumak istedi ve İstanbul seni unutmadım’ a geçtim (çok maymun iştahlıyım, bir taraftan Allah’a şükrediyorum iyiki ip almamışım. Bir de battaniye örme işi çıkacaktı). Üsküdarla ilgili bölümü okurken gittiğim her ülkede küçük bir not defterine sürekli not tuttuğum halde istanbulla ilgili bir defterimin olmadığını düşünüp, küçük bir deftere gezmem gereken yerler hakkında notlar tutmaya karar verdim. Bu arada üsküdardan hergün geçiyorum ama hala gezmedim. İlk geldiğimde handanla ve ak ile gezeriz diye düşünmüştüm. Gitem zmanı geldi hala gezeceğiz.
Akşam berat aradı. Ailecek mutfakta mum ışığında oturuyorlarmış. Ümmühan ve Osman da ordaymış. Annem çocukluk hatıralarını anlatıyormuş. Beratın beni araması tabii ki bir kaçış. Normalde kesinlikle tüm ailenin oturduğu odada uzun müddet oturmaz. Yukarıda odasında int. Başında arkadaşlarıyla chat yapar ve bir taraftan da ya müzik dinler ya da tv seyreder. Elektriğin bazen gitmesi çok iyi oluyor. Önceki eve gitmemde de kesilmişti ve berat ve hidayetle hidayetin odasında baş başa 1 saat geçirmiştik. O bile bana yetmişti. Tv yüzüden eskisi gibi sohbet edemiyoruz.
Hidayet henüz ılgazdan dönmemiş. Bu arada evin yolu kar yüzünden kapanmış. Dün ayşenur da eve çok zor dönebilmiş. Samsunda okullar 2 gün tatil olmuş. Çocuklar da ümmühan da yaşadı. Bazen keşke şu kızın yerinde olsaydım diyorum.
Yarın nöbetçiyim. Hastaneye nasıl gideceğim bilmiyorum. Muhtemelen sabah benim evin yolu da kapanmış olur. Bu arada yatmadan ütülemem gereken biri mavi, biri yeşil olmak üzere 2 forma, bir de önlük var.
Sabah gidemeyeceğime kanaat getirirsem filiz ablayı arayıp zin almayı düşünüyorum. Zaten öğleden sonra il sağlık müdürlüğüne gitmek için izin alacaktım. Daha uzmanlık işlerimlerini halletmedim.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home